{ "title": "İnhalasyon Anestezikleri", "image": "https://www.anestezi.gen.tr/images/inhalasyon-anestezi.jpg", "date": "23.01.2024 03:24:18", "author": "Marifet", "article": [ { "article": "İnhalasyon anestezikleri, tıbbi müdahale öncesinde hastanın hissizleştirilmesi için nefes yolu aracılığıyla aldığı medikal içeriklerdir. Anestezi ise tıbbi operasyon esnasında hastanın müdahalelerden dolayı acı hissini yok etmek adına uygulanır. Bu uygulama genel ve lokal olmak üzere iki ana başlıkta incelenebilir. Genel anestezi hastanın tamamen bilincinin kaybolmasını sağlarken lokal anestezi ise sadece uygulandığı bölgenin hissizleşmesine sebep olur.

Uygulanacak olan anestezi türüne göre kullanılan içerikler ve yöntemler de değişiklik gösterir.

Genel anestezi için kullanılan bazı yöntemler; analjezik ilaç, analjezik gaz, intravenöz ve inhalasyon gibi yöntemlerdir. Bu yöntemlerde kullanılan içerikler ise; morfin, anfentanil, fentanil, azot protoksit, diprivan, pentobarbital, ketamin, halotan, isofluran, enfluran ve sevofluran olarak sıralanabilir.

Lokal anestezide kullanılan bazı yöntemler; infiltratif terminal, topikal, rejyonal, soğutma ile, löko-rejyonal olarak sıralanabilir. İçeriklerden bazıları; mepivakain, bupivakain, artikain, lidokain, prilokain, benzokaindir.

İnhalasyon anestezikleri ise solunum yoluyla alınırlar ve genel anestezi için kullanılırlar. Uçucudurlar bu yüzden etkileri kalıcı değildir. Bu anestezik çeşidinin etkileri aşağıdaki gibidir:

- Kas gevşemesi.
- Reflekslerde azalma.
- Geçici bilinç kaybı.

Günümüzde teknolojinin de yardımıyla birlikte anestezi teknikleri oldukça gelişmiş ve modern hale gelmiş olsa da tarih boyunca insanlar farklı ve çok daha ilkel yöntemlerle acı hissini azaltmaya veya yok etmeye çalışmışlardır. İlk ilkel anestezi yöntemleri acıyan bölgeyi göl veya nehir tarzı yerlerde suda bekletmek veya güneşte kızdırılmış bir taşı ağrıyan ya da yaralanmış bölgeye bastırmak gibi yöntemlerdi. Zaman ilerledikçe bazı bitki türlerinin canlıları uyuşturma konusunda etkili olduğu keşfedildi ve bu keşfin ardından hastaları uyutmak ya da hissizleştirmek için marul tohumu, dut suyu, sarmaşık, baldıran otu gibi bitkisel içeriklerden faydalanılmaya başlandı. 1700'lü yılların sonuna yaklaşıldığında ise kimyasal maddelerin keşfi ortaya çıktı ve 1950'lerin ardından bugün hala modern tıpta kullanılmakta olan anestezik türleri keşfedilmeye başlanmıştı.

Genel anestezi evreleri:

- Analjezi ve amnezi evresi.
- Eksitasyon veya deliryum evresi.
- Cerrahi anestezi evresi.
- Bulber paralizi evresi.

Ayrıca genel anestezi işlemiyle birlikte hastada bilinç kaybı, amnezi, analjezi, hareketsizlik, duyu kaybı, refleks kaybı gibi etkiler gözlemlenecektir. Fazla veya derin uygulanan anestezinin ise hastayı komaya sokma veya öldürme gibi tehlikeleri vardır. Bu yüzden anestezi derinliği ve değerleri her zaman büyük önem taşır. Anestezi yapılmadan önce dikkat edilmesi gereken diğer bir detay ise minimum alveor konsantrasyonu yani MAK'dur. MAK'u etkileyen bazı faktörler mevcuttur. Bunlar: genç yaş, hipertermi, alkol ve hipertansiyondur.
" } ] }